Diyabet Reçetesi Yavuz Yalçın, 28 Nisan 2023 Diyabete Şeker Gibi Reçete Diyabet yani halk arasında bilinen adıyla şeker hastalığı sık görülen ve hızla artan hastalıkların başında geliyor. Çağın vebası olarak nitelendirilen diyabet, kontrol edilmezse kalp hastalıkları, böbrek yetmezliği, sindirim sistemi sorunları ve körlük gibi birçok hastalığa yol açabiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Endokrinoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Yavuz Yalçın diyabet ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi. Hareketsiz yaşam tarzı diyabet riskini artırıyor Günlük yaşamda gerekli aktiviteleri sürdürebilmek için vücudun glikoz adı verilen bir tür şekere ihtiyacı bulunmaktadır. Karbonhidratlı yiyeceklerde alınan glikoz sindirim sisteminde emilerek kana karışmaktadır. Kandaki glikozun enerji olarak kullanılabilmesi için hücre içine girmesi gerekmektedir. Bunun içinde pankreas bezi insülin salgılamaktadır. İnsülinin, miktar veya fonksiyon olarak yetersizliği sonucu; kan şekeri yüksekliğiyle seyreden diyabet hastalığı dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla artmakta ve halk sağlığını tehdit etmektedir. Sanayileşme ve teknolojinin getirdiği hareketsiz yaşam, doğal gıdaların geri plana atılması, sağlıksız beslenme obezite ve diyabet gibi iki önemli sağlık sorununu beraberinde getirmiştir. Türkiye’de erişkinlerde diyabet hastalığı %13.7 oranında görülmektedir. Bu orana “prediyabet” olarak bilinen gizli şeker hastaları da eklendiğinde % 42’lere ulaşmaktadır. Yani toplumda 5 kişiden 2’sinde diyabet veya gizli şeker bulunmaktadır. Önemli bir noktada diyabet hastaların yarısının hastalığının farkında olmamasıdır. Bu belirtilere dikkat! İnsülin miktarının düşük olması ya da tamamen durmasıyla ortaya çıkan Tip 1 diyabet çok genç yaşlarda başlayabilmektedir. Üretilen insülinin gerektiği gibi etki gösteremediği Tip 2 diyabet ise yetişkin yaşlarda görülmektedir. Bu iki diyabet tipinin yanı sıra gebelikle birlikte ortaya çıkan diyabette dikkate alınmalıdır. Diyabetin en yaygın ve erken belirtisi artan susuzluk hissi ve sık sık idrara çıkmaktır. Bununla birlikte; Ağız kuruluğu Halsizlik Çabuk yorulma Açıklanamayan kilo kaybı Cilt yaralarının geç iyileşmesi Kuru ve kaşıntılı bir cilt Sık sık enfeksiyon gelişmesi Bulanık görme bilinen belirtileridir. Sağlıklı beslenmeyi öğrenin Diyabet tedavisinde beslenme, ilaç tedavisi ve egzersiz ayrılmaz üçlüdür. Diyabetli kişi hayatı boyunca kendisine uygun bir beslenme programı uygulamadır. Bu şekilde kan şekerini normal sınırlarda tutup ideal vücut ağırlığı korunabilmektedir. Diyabetli bir kişinin yediği yiyecek çeşidine ve miktarına daha fazla dikkat etmesi gerekmektedir. Kan şekeri kontrolünün sağlanması için un ve undan yapılmış gıdalar ile yağdan uzak durulmalı, posalı yiyecekler tüketilmeli ve günde 2-2.5 litre su tüketilmelidir. Toz ya da kesme şeker, tatlı ve meyve suyu gibi basit şekerli besinlerden uzak durmaya özen gösterilmelidir. Günümüzde diyabeti olan ve diyabeti olmayan bireylere önerilen sağlıklı beslenme önerileri çok farklı değildir. Diyabet, bireyin temel besin öğelerine olan gereksinim düzeylerini etkilemez. Diyabeti olmayan bir kişinin de un ve undan yapılmış gıdalardan, basit şeker içeren yiyeceklerden uzak durması, az az ve sık sık yemek yemesi gerekmektedir. Egzersizi ihmal etmeyin Egzersiz en az beslenme ve ilaç tedavisi kadar önemlidir. Özellikle, tip 2 diyabetli hastalarda fiziksel aktivitenin artırılması, şekerin hücreler tarafından kullanılmasını hızlandırır ve kan şekerini düşürücü yönde etki yapar. Bir egzersiz programına başlamadan önce, yapılacak egzersizin süresi ve tipi hakkında mutlaka doktora danışılmalıdır. Yürüme mesafesinde bulunan yerlere araç yerine yürüyerek gitmek, mümkün olduğunca asansör kullanmamak yararlı olacaktır. Egzersiz sayesinde; Kanda şeker seviyesi ve insülin ihtiyacı azalır. Vücut ağırlığının azalmasına yardımcı olur. Kasların ve eklemlerin kuvvetlenmesini sağlar. Kan basıncını düşürür, kalbin daha güçlü olmasını sağlar. Kan yağları (kolesterol, trigliserid gibi) düzeylerinin azalmasını sağlar. Diğer sağlık problemleri riskini azaltır. Kalp krizi, bazı kanser çeşitleri riskini ve kemik erimesi riskini azaltır. Daha enerjik olur ve daha iyi uyursunuz. Egzersiz öncesi ve sonrası kan şekerinin ölçülmesi çok önemlidir. Egzersizin öğünlerden 1-2 saat sonra yapılması şeker düşmesi (hipoglisemi) riskini uzaklaştırır ve yemek sonrası kan şekeri yüksekliğini önler. Yemeklerden 3 saat sonra veya öğünden önce yapılan egzersizin hipoglisemi oluşturma riski vardır. Egzersize başlamadan önceki kan şekeri düzeyi 100 mg/dl’nin altında veya 250 mg/dl’nin üstünde olmamalıdır. Kan şekeriniz 100 mg/dl’nin altında iken egzersiz yapmanızın hipoglisemi oluşturma riski vardır. Kan şekeriniz 250 mg/dl’nin üstünde iken egzersiz yaparsanız kan şekeriniz daha çok yükselir ve keton cisimler artar. Vücudun belirli bir bölgesini çalıştırmaya yönelik egzersizler yerine tüm vücudu çalıştıran egzersiz tipleri tercih edilmelidir (vücut geliştirme yerine yürüme, koşma, yüzme gibi). Hastalıklar ağız kuruluğubulanık görmediyabethalsizlikkuru ciltşeker hastalığı